
Roma – İtalya’da Gezilecek Yerler
İtalya’yı yazmak sandığım kadar kolay olmuyor; Sicilya yazımdan sonra İtalya’ya yeniden gitmeye karar vermem de bunun en büyük kanıtı.
Şimdi aradan iki yıl geçmesine rağmen dönüp baktığımda daha iyi anlıyorum.
Fotograflar içinde kaybolurken o zamanlar çektiğimiz videolarla da karşılaştım. Mesela birinde demişim ki; “gelmeyin buraya burda bi cacık yok : ) “. Evet evet aynen bu cümleyi kullanmışım, gel gör ki bu cümleye tezat oluşturan girişimlerde bulunuyorum şimdilerde.
Neyse gelelim Roma’ya. Roma’ya ilk gidişimde nerede olduğumu pek anlamadan aval aval gezmiştim. Roma’ya bir sonraki gidişim tarihi yerleri görmek için değilde eğlenmek içindi. Ve gerçekten ilkinden çok daha iyiydi.

Yine de en başından başlamak gerek…
Roma’ya İstanbul Sabiha Gökçen’den aktarmasız olarak geldik ve Fiumicino International Airport (Rome Fiumicino, FCO) a indik. Hava alanından köprüyle tren istasyonuna bağlandık ve Termini’ye yani Romanın göbeğine geldik. Tabi oraya ulaşmamız bi hayli vaktimizi aldı saat de epey ilerledi, hal böyle olunca bizde direk otele gitmek istedik. Roma’ya her şeyden bi haber geldiğimiz için gelmeden otel falan da ayarlamamıştık.
Tavsiye : Mutlaka otel , gidiş dönüş uçak bileti rezervasyonlarınızı yapıp öyle yola çıkın. Yoksa bizim gibi taksicilerin insafına kalırsınız.
Dışarı çıktığımızda elimde ev gibi 50 kiloluk bavullar vardı. (E yıllanmaya gelmiştim sonuçta İtalya’ya, artık orada yaşayacaktım 50 kilo azdı bile)
Taksiciden bizi uygun bi otele götürmesini istedik. Götürdü sağolsun; ilk iki seçenek çok pahalıydı ama üçüncüde orta halli bi yer bulabilmiştik. Sonradan öğreneceğim şeyler beni dehşete düşürse de o anda mutluydum. Roma kurdu olduktan sonra öğrendim ki bizi tüm Romayı gezdirip taksimetreyi 25€ ya çıkararak götürdüğü oteller meğer tren istasyonunun hemen dibinde olan otellermiş. Yani bavullarımızı sürüyüp karşıdan karşıya geçmemiz yetermiş. Diğer olaysa booking.com da geceliği 25 – 30€ dan fazla olmayan otele biz 70€ vermişiz. Dedim ya plan program şart.
Bavulları otele attıktan sonra hem karnımızı doyuralım hemde bi bakalım nasılmış buralar diye dışarı çıktık.

Sicilya yazımın sonuna doğru yazılarda şurda şu var burda bu var demenin mantıklı olmadığına karar vermiştim. Aynı kararım hala geçerli : )
Roma’daki tüm tarihi yapıları tek bir harita üzerinde görebilirsiniz. Bu haritalara da Turist Information Desklerden yada otelinizdeki broşürlükden ulaşabilirsiniz.Yok ben gitmeden nereleri göreceğimi bilmek istiyorum derseniz de buradan bazı bilgilere ulaşabilirsiniz. Ben size tavsiyeleri vereyim : )

Collesiumu gördüğümde “aa Spartaküsün çekildiği yerler” demişliğim var, doğru.
Spartaküsü izleyenler oraya gittiklerinde daha bir etkileniyorlar : )
Misal; ben.

Collesium’a gittiğinizde etrafınızda gladyatör kostümlü animatörler görebilirsiniz. Eğer gezi bütçeniz kısıtlı değilse, anı fotografı çektirmeyi unutmayın. Sonradan baktıkça çok güleceksiniz : )

Collesiumda gezip yorulduysanız soluklanmak için Collesium’un hemen karşısındaki Squisito Cook’a gidebilirsiniz. Buradın tatlıları inanılmaz lezzetli, ve hatta Karamel soslu dondurması da. Denemeden Türkiye’ye geri dönmeyin.

Aşk çeşmesine gittiğinizde çeşmenin 3 yolun kesişiminde olduğunu göreceksiniz. Mutlaka o 3 dar yolu gezin. Sevimli hediyelik eşya satanlar, birbirinden lezzetli dondurmaların olduğu dondurmacılar ve aşağıdaki gibi hediyelik makarna satanlar var : )

Tavsiye: Gezi rehberinizde olması gereken ana yerleri ; Collesium’u , Aşk Çeşmesini ve İspanyol Merdivenlerini mutlaka gece de görün. Bi kere daha aşık olacağınıza garanti veriyorum. Hatta hava kararınca önce Collesium’a gidin sonra Aşk Çeşmesinin orada bişiler yiyin ve finali İspanyol Merdivenlerinde bişiler içerek yapın.

Yukarıda bahsettiğim Aşk Çeçmesine açılan 3 yoldan birinin sonu Pantheon a çıkıyor. Burayı mutlaka görmenizi isterim. En ucuz anahtarlıklar magnetler ve Roma tişortleri de burada bulunuyor. İlgilenenlere duyrulur 🙂

Gündüz gezeceğiniz yerlerden biri ” Altare della patria II Vittoriano Emanuele Anıtı”. Ben bu ismi hiç aklımda tutamadım hatta buraya yazarken bile itiraf ediyorum internetten baktım. Ben bu yapıya hep “atlı beyaz yapı” dedim : )

İtalyan bir arkadaşımın anlattığına göre İtalyanlar bu yapıyı hiç sevmezmiş. Çünkü anıt yapılırken etrafındaki bir çok yer yıkılmış ve yıkımlar yapılırken yıkılan yapının değerine bakılmamış. Arkadaşımın anlatıma göre yapının en büyük özelliği önündeki bu yuvarlak adadan sonra caddenin dümdüz gitmesi. Yine bu cadde için de bir çok yer yıkılmış.

Roma da gezilecek yerler gerçekten birbirlerine çok yakınlar. Taşıt kullanmadan yürüyerek her yere gidebilirsiniz. Ama ben yürümeyi sevmem diyenlerdenseniz yukarıdaki resimde görünmeyen ama sağ tarafta arada kalan bisiklet ve motor kiralayan küçük bir dükkan var. Orası sizi yürüme derdinizden kurtarabilir.

Piazza del Popolo’yu ziyaret etmeden olmazdı tabi.

Popolo Meydanına gittiğimiz gün “Hug Day” di. Sarılma günü. Herkes birbiriyle sarılıyordu. İnsanların tanımadıkları insanları kucaklayıp nasıl mutlu olduklarını görseniz şaşardınız. Ben şaşkınlığımı yaşarken kollarını açmış gel gel diyen siyahi teyzemin gülüşüyle karşılaştım. Sonrasında da tanımadığım bu teyzeye sıkı sıkı sarılırken buldum kendimi.

Popolo Meydanına gelmeden; Villa Borghese adında inanılmaz sevimli bir bahçe var. Bahçenin içinden Popoloya inebilisiniz. Bişiler atıştırmak için marketten sandviç ve içecek alıyorsunuz ve Villa Borghese ye gidiyorsunuz. İşte size dinlenmelik yemyeşil bir alan.

İtalya denilince herkesin aklına ilk önce Vatikan geliyor. Bizimde aklımıza Vatikan geldi hatta aklımız orda kaldı. Bi türlü gidemedik çünkü.
Durum şöyle; ayinler pazar günü oluyor hatta her ayın ilk pazar günü ayini papa bizzat kendisi yapıyor. Ama gelin görün ki pazar günü Roma’da Pazar Pazarı var. Bildiğimiz Türkiye’deki sosyete pazarına benzer bir pazar bu. Ama farkı bir gün önce HM de 50€ ya gördüğünüz bluz burada 1€. Bikiniler 50cent. Parka montlar 2€. Quiksilver sırt çantalar 5€.
E durum bu iken ayine gidesi gelmiyor insanın. 🙂
Tavsiye: Eğer Roma Pazarına gidecekseniz içi boş sırt çantanız yanınızda olsun. Bunun dışında kol çantası bel çantası gibi ekstra bir çanta almayın yanınıza. Eğer yanınızda boyna asmalı, takıldığında tişort içinde kalan minik para keselerinden varsa pasaportunuzu onun içine koyun. Yanınıza alacağınız para miktarının da çok olmasına gerek yok. Fiyatlardan yukarıda bahsetmiştim zaten : )
Tabi Roma bu kadar değil , anlatılacak daha o kadar çok şey var ki. Ama aklımda kalan yerlerin ya isimlerini hatırlamıyorum yada görsellerini bulamıyorum. Ama olur da Roma hakkında sohbet etmek isterseniz bana banugulsaruhan@hotmail.com adresinden ulaşabilirsiniz.

